ANAOKULU
ÇİFT DİLLİ EĞİTİM
Çift dilli eğitim modeli (bilingual) çocukların yaş dönemi ile paralel bilişsel gelişimine uygun olarak belirlenmiş akademik ve sosyal kazanımlarını hem ana dilinde hem de yabancı dilde doğal, interaktif ve iletişimsel öğrenme ortamlarında edinmesini sağlayan bir eğitim programıdır.
Bu programın amacı ise;
- Özgüvenli bireyler yetiştirmek
- Yabancı dilin hayatın her alanında olduğunu göstermek
- Öğrencilerimizi doğal ortamlarında yabancı dile maruz bırakmak
- Her iki dilde de konuşma ve en önemlisi kendilerini ifade edebilme yetilerini kazandırmak
- Eleştirel düşünme becerisinin temelini atmak hem akademik hem sosyal gelişimlerine katkıda bulunmak ve öğrencilerimizi ileriki eğitim hayatlarına hazırlamak
Yaparak, yaşayarak ve en önemlisi eğlenerek yabancı dili edindirmektir
ALGORİTMİK DÜŞÜNME VE KODLAMA EĞİTİMİ
Matematiksel düşünme olarak da bilinen algoritmik düşünme, sorunları çözmek, kendi davranışlarınızı anlamak ve gelişmiş sistemler oluşturmak için benzersiz bir çözüm sistemidir. Algoritmik düşünme becerileri ise aşağıdaki gibidir:
Ayrıştırma: Algoritmik düşünme, karmaşık problemleri detaylı parçalara ayırarak ve her biri için tüm ihtimalleri ortaya koyarak çalışmanızı ve etkili çözüm bulmanıza yardımcı olur.
Soyutlama: Gereksiz ve sizinle alakası olmayan detay ve ayrıntıları bir çözüm ile sonlandırıp hangi bilgilerin sizin için yararlı olduğunu ve hangilerinin faydası olmadığını öğrenebilirsiniz.
Örüntü tanıma: Düşünme eğilimlerini analiz ederek, problem çözmek için bilgileri kullanarak örüntü tanımayı aktif kullanırız.
Algoritmalarımızı anlayarak ve geliştirerek, yaptığımız her iş ve düşündüğümüz her fikir ile kendimizi geliştirme fırsatına sahip oluruz. Yaptığınız her iş için algoritmalar geliştirilebilir.
Algoritmik düşünerek davranışlarımızı belirli durumlara ve gelecekteki olaylara karşı olması gerektiği gibi şekillendirebiliriz. Bu düşünme sistemi bir çeşit sistemsel düşünmedir yani hedeflerimize ulaşmak için nasıl bir yol izlememiz gerektiğine yardımcı olur ve amaçlarımızı başarıya doğru yönlendirir. Algoritmik düşünme becerileri, karar verme stratejilerimizin akıcı ve hızlı olmasına ve etkin bir şekilde karar vermemize olanak sağlar. Algoritmik düşünme stratejileri ile herhangi bir sorunu, tüm çözüm alternatifleri ve olası sonuçları ile strese girmeden ve daha güvenli bir şekilde çözüme kavuşturabiliriz.
ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE (P4C)
Çocuklar için Felsefe, 1970’li yıllarda ABD’de Montclair Eyalet Üniversitesinde Felsefe Profesörü olan Matthew Lipman tarafından soruşturma temelli eğitim stratejisinin bir parçası olarak tasarlanmıştır.
“Geleneksel eğitim anlayışının yarattığı en büyük hayal kırıklığı, akla uygunluk idealine yaklaşan insanlar yaratmadaki başarısızlığıdır… Mevcut ders programında, öğretim yönteminde, öğretmen eğitiminde, teste dayalı eğitim anlayışında akla uygun bir düzen inşa etmemiz gerekiyor, böyle bir dünyanın ortaya çıkması için nasıl bir eğitime ihtiyacımız var, böyle bir eğitimin ortaya çıkması için nasıl bir ders programı oluşturmamız gerekiyor.” (Lipman, Philosophy Goes to School, s.16-17)
Çocuklar için Felsefe, kısaca P 4 C çocuklara yöneltilen sorularla çocukların düşünmesini sağlayan, felsefi araştırmayı dersin merkezine koyarak öğretme ve öğrenmeye yönelik bir yöntemdir. LIPMAN’ a göre; iyi bir rehberle felsefe yapmaya erken yaşlarda başlamanın çocukların zihinsel ve duygusal açıdan gelişmelerindeki önemi büyüktür. Erken yaşlarda başlayan bu eğitimde, çocukların zihinleri yargılarla dolmadan, zihnin yargıları nasıl işleyeceğine dair donanıma sahip olması hedeflenir.
- P 4 C, argüman oluşturmak için mantıklı hamleler kullanarak kritik öneme sahip düşünceyi geliştirir. Fikirlerin paylaşılması ile 4C işbirlikçi( collaborative ), yaratıcı ( creative ) , özenli ( caring ), eleştirel ( critical ) temeline dayanır.
SANAT VE SPORDA YETENEK KEŞFİ
Çocuklarımızın ilgi ve beceri alanları erken çocukluk dönemi itibarıyla gelişmeye başlar. Çocukların bu alanlarda yetkinlik kazanabilmesi için ailelerin çocuklarına deneyim kazanabilecekleri çeşitlilikte oyun alanı sunması gerekir. Çünkü çocuğun gelişim alanları desteklenmezse ilgi ve beceri alanlarına yönelik potansiyeli zamanla kaybolacaktır.
İlgi ve beceri alanlarının zamanında ve doğru şekilde keşfedilmesi oldukça önemlidir. Bu alanlardaki kazanımlar okul öncesi dönemden başlayarak çocuğun öğrencilik ve meslek hayatına kadar etki eder. Sadece eğitim ve mesleği de etkilemez; sosyal hayat becerilerini, iletişim şeklini, yaşam standartlarını da belirler.
“Yetenekli çocuk” kavramı oldukça geniş bir anlama sahip. Bu sebeple, öncelikle aklımızda daha iyi yer etmesi için kimlere özel olarak “yetenekli çocuk” dendiğine bakalım.
Amerikan Ulusal Yetenekli Çocuklar Birliği, özel yetenekli çocukları şu şekilde betimliyor:
“Üstün yetenekli bireyler, bir veya daha fazla alanda olağanüstü düzeyde yetenek veya yeterlilik gösteren kişilerdir. Alanlar, kendi sembol sistemi (örneğin, matematik, müzik, dil) ve/veya duyusal motor becerileri (örneğin, resim, dans, spor) olan herhangi bir yapılandırılmış faaliyet alanını içerir.”
Çocuk yetenekleri nasıl fark edilir?
Çocuklarda yetenek keşfetmenin ne kadar önemli olabileceğini gördük. “Peki bunu kendi çocuğuma nasıl uygulayacağım?” diye soruyorsanız merak etmeyin, şimdi de bu soruyu cevaplayacağız. Sizler için birkaç ipucu derledik:
Çocuğu oyun oynarken izlemek
Çocukla iletişim kurmak
Çocuklara hobiler kazandırmak
Çocuk yeteneklerini keşfetmek için aktiviteler
Bazen çocuk bir konuda çok yetenekli olabilecekken, yeterince farklı şeyler deneyimlemediği için bu yetenek keşfedilemeyebilir. Çocuklarımızın yeteneğinin boşa gitmesini hiçbirimiz istemeyiz. Ebeveynler, çocuklarıyla beraber yeni etkinlikler keşfetmeye açık olmalı.
“Peki yetenek keşfetme için nasıl aktiviteler yapabilirim?” diye soruyor olabilirsiniz. Bu soruyu cevaplamak adına birkaç fikir derledik. Haydi inceleyelim:
Çocuk yetenekleri nasıl desteklenir?
Ana hatlarıyla çocuklarımızda yetenek keşfetmenin önemini, nasıl yapılabileceğini ve ne gibi aktiviteleri kapsayabileceğini gördük. Fakat elbette ki her şey yeteneği keşfetmekle bitmiyor. Aynı zamanda keşfedilen yeteneği desteklemek gerekmekte. Peki çocukların yetenekleri nasıl pekiştirilir?
Öncelikle, bu noktada her çocuğun kişisel olarak düşünülmesi gerektiğinin farkına varmalıyız. Bunun sebebi de her çocuğun yeteneklerinin ve ilgi alanlarının kendine özel olması. Dolayısıyla ebeveynlerın en başta yapması gereken şey, çocuğun yeteneklerini kesin bir şekilde belirlemek.
- Müze, sergi ve fuar gezmek:Özellikle de bilgiye aç bir çocuğunuz varsa bu tarz aktivitelere bayılacaktır. Görerek öğrenmek, çocuğun aklını çalıştırmanın yanı sıra genel kültürünün artmasını ve yeni şeyleri merak etmesini de sağlayacaktır.
- Ufak araştırmalar yapmak: Çocuğunuzun ilgisini çeken spesifik bir konu bulup, beraber bu konuda derinlemesine bir araştırma yapabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz papağanlara ilgi duyuyorsa papağan türleri hakkında bir araştırma yapabilirsiniz. Böylece çocuğun ilgi duyduğu alanlara yönelik analiz yetenekleri güçlenecektir.
- Müzik enstrümanı öğrenmek: Müzik enstrümanı çalmaya özellikle de erken yaşta başlayan insanların oldukça başarılı olduğu biliniyor. Eğer sizin çocuğunuzun da herhangi bir enstrümana ilgisi varsa onu bir kursa yazdırmanız, yeteneğinin açığa çıkmasını sağlayacaktır.
- Resim çizmek: Çocukların resimleri en başta karalamalardan ibaretmiş gibi görünse de, aradan ufak bir zaman geçince çocuğun aslında resim yapmaya oldukça yetenekli olduğu anlaşılabiliyor. Dolayısıyla çocuğunuza istediği gibi resim yapabileceği bir kalem seti almanız, onda bir yeteneği uyandırabilir!
- El işi yapmak: Özellikle de çocuğunuzun kinestetiköğrenici olduğunu fark ettiyseniz, el işi aktivitelerinde yetenekli olabileceğini bilmelisiniz. Origami, kilden heykelcik yapma, desen örmek gibi aktivitelerle bu yeteneği destekleyebilirsiniz.
Bu noktada en önemli yönlendirici ise tabii ki de çocuğun kendisi olacaktır. Eğer çocuğunuz, yeni bir aktivite keşfetmek istediğini söylüyorsa onu mutlaka dinlemelisiniz. Üstelik bu sayede yetenek keşfetmenin yanı sıra aile içi iletişimi de pekiştirmiş olursunuz.
MATEMATİK VE FEN EĞİTİMİNDE GEMS UYGULAMALARI
GEMS, öğrencilere fen ve matematiği erken yaşlarda eğlenceli etkinlikleriyle sevdirmeyi amaçlayan, bilimin tüm süreçlerini aktif öğrenme yoluyla yaşamalarına imkan veren kaliteli ve esnek bir ders programıdır. Bu bağlamda eğitimcilere ve ailelere yönelik kursları, seminerleri, kılavuz kitapları bulunmaktadır. Bunlarla birlikte uluslararası iletişim ağıyla sürekli gelişmekte olan ve okul müfredatlarını tamamlayıcı bir programdır (Barrett ve diğ., 1999).
GEMS’in İçeriği
GEMS programındaki etkinliklerle öncelikle öğrencilerin ilgilerini çekmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda hazırlanan GEMS etkinliklerini kolayca elde edilebilen ucuz materyallerle tasarlamaktayız. Asıl amacımız, her kesimden her bireyin mevcut şartları kullanarak bu etkinlikleri gerçekleştirebilmesidir. Tüm öğrencilerimizin etkinliklere katılımı için programın esnek olma boyutuna önem vermekteyiz. Bu program kapsamında öğretmenimiz, sınıfın düzeyine göre uygun etkinlikleri seçip zamanı kısa ya da uzun tutabilir, gerektiği yerlerde tekrarları sağlayabilir, çoğu zaman da konuyu tekrar etmekten çok derinlemesine inceleme yönüne gidebilir. Öğrencilerimizin kendi başlarına buluş yapmalarına olanak tanıyan GEMS etkinlikleri; fermuarlı bir çanta içinde gerçekleşen kimyasal tepkimeden dev boyutlu sabun köpüklerinin oluşturulmasına, güneş ısısı deneylerinden parmak izi tespit etme deneylerine, ağaç evlerden yumurtaların yapısına kadar hayal gücünü harekete geçiren çeşitli buluşlar şeklinde olabilir (Huber and Burton,1995).
TEMEL YAŞAM BECERİLERİ
Yaşam becerileri, Dünya Sağlık Örgütü (1993, 1997, 1999) tarafından bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklar, sorumluluklar ve olumsuzluklar karşısında uyum sağlamalarını ve olumlu davranış sergilemelerini sağlayan beceriler olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) (2003) ise yaşam becerilerini bireylerin sağlıklı ve 8 üretken bir yaşama sahip olabilmesi için sahip oldukları psikososyal ve kişiler arası ilişkilerdeki beceriler olarak tanımlamaktadır. Bu tanıma göre yaşam becerileri, bireylerin yaşamlarında denge sağlayabilmek için bilgi, davranış ve becerilerinde gerçekleştirdikleri değişimleri de içermektedir. Bu tanımdan yola çıkarak yaşam becerilerini etkili iletişim kurma, bilinçli karar verme, baş etme becerilerini geliştirme ve özdenetim olarak sıralayabiliriz.
Yaşam becerileri genel olarak aşağıdaki üç özelliğe sahiptir. (UNESCO, 2001):
a) Kavramsal düşünme becerisine sahip olma ve bu düşünme becerisini somut davranışa yansıtma
b) Çevre ve toplum ile etkili bir ilişki içerisinde olma ve bunu sürdürebilmek için gerekli motivasyona sahip olma
c) Problem çözme, eleştirel düşünme ve öz güven sahibi olma gibi bazı psikolojik ön koşul davranışlara sahip olma
Çocuklarımızın kendi çözümlerine ulaşmaları ve kişiliklerinin güçlenmesini sağlayarak doğru kararlar vermeleri sürecine de yardımcı olan Yaşam Becerileri Eğitim Programı ile erken yaşta yetişen çocuklarımızı sağlam ve sağlıklı bir geleceğe hazırlamak, korumak; haklarının ve ihtiyaçlarının farkına varmalarını sağlamak yetişkinlerin ve eğitimcilerin en önemli görevlerinden biri haline gelmiştir. Zira unutulmamalıdır ki çocuklarımızın, sadece bilgi sahibi olmaları, maalesef, ne akademik hayatta ne de sosyal hayatta başarılı olabilecekleri anlamına gelmemektedir. Öğrenme motivasyonları yükselmiş yaratıcı ve üretken bir nesil yaratabilmek için okul öncesi döneme özellikle ağırlık vermek büyük önem taşımaktadır.