ANADOLU / FEN LİSESİ
ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK PROGRAMI
Meltem Ayhan Okulları olarak 21 yılı bulan üniversite hazırlık deneyimi ile Fen ve Anadolu Lisemizde öğrencilerimizi sadece üniversite sınavına değil, aynı zamanda onları üniversiteye hazırlıyoruz. Alanında uzman, seçkin öğretmen kadrosuyla tam bir adanmışlık içinde öğrencilerimizin hayal ettikleri gelecek için çalışıyoruz. Genel eğitim sisteminde dershaneye olan gereksinimi ortadan kaldırmayı amaçlayan, sınavlara yönelik özel bir program uyguluyoruz. Bu programla öğrencilerimizin herhangi bir kurs ya da özel derse ihtiyaç duymadan, hedefledikleri üniversite ve bölümlere yerleşmelerini sağlıyoruz.
Her bireyin farklı bir öğrenme biçimine yatkın olduğu bilinciyle hareket ediyor, onların uygun öğrenme yöntemlerini belirleyip bireye özgü programlar geliştiriyoruz. Öğrencilerimizin öğrenme sürecinde saptadığımız eksiklerini programlanmış bire bir çalışmalarla gideriyoruz. Ara tatillerde uyguladığımız sınavlara hazırlık kamplarıyla öğrencilerimizin motivasyonlarını yükseltirken öğrendiklerini pekiştirerek tatillerini verimli geçirmelerini sağlıyoruz. Sınav öncesinde uyguladığımız yoğunlaştırılmış programlarla öğrencilerin konu tekrarları yoluyla bilgiyi içselleştirmelerini ve uygulama sınavlarıyla sınav pratiklerini güçlendiriyoruz.
Rehberlik Servisi’mizle üniversiteleri ve bölümlerini tanıtarak öğrencilerimizin kariyer belirleme çalışmalarına katkıda bulunuyor; uyguladığımız test ve envanterlerle yeteneklerini tanımalarına yardımcı oluyoruz. Üniversiteye Hazırlık Programı kapsamında; sınav içeriği, test tekniği, etkin dinleme, etkin çalışma yöntemleri, sınav taktikleri, zaman yönetimi, sınav kaygısı ve tercih danışmanlığı konularında öğrencilerimizle ciddi bir rehberlik çalışması yapıyoruz.
Daha fazla bilgi almak ve görüşlerinizi bildirmek için tıklayınız.
KALABALIKTA KAYBOLMA!
Öğrencilerimiz, Meltem Ayhan Okullarının öğretmen kuruluşu olmasının avantajını bilir ve yaşar. Eğitim öğretim mekânlarının hangi kademede ve hangi derste nasıl yapılandırılacağını ancak işin içindeki biz öğretmenler biliriz. Dersliklerimizi 14-15 kişilik gruplar biçiminde oluşturmamızın önemli pedagojik nedenleri var. Bu nedenle öğrenme mekânlarımızı, dersin takibi için gerekli odaklanmayı ve etkinlik temelli öğrenmeyi sağlayacak biçimde yapılandırdık.
Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarlarını, öğrencilerin temel eğitim programlarında yer alan uygulamaları, bilimsel araştırma projelerini ve performans görevlerini gerçekleştirmelerine olanak sağlayacak biçimde düzenlendik.
PİRAMİTLERİN GİZEMİNİ TRİGONOMETRİYLE ÇÖZÜYORUZ
“Matematik, doğanın dilidir” diyen Galileo da haklıdır, “Matematiği kullanmayan disiplinler bilimin dışında kalacaktır.” diyen Mustafa Kemal Atatürk de!
O halde öncelikle öğrencide, velide var olan matematik kaygısını ve korkusunu yenmeliyiz. Bu sorunu dersimizin temel problemi kabul ediyoruz. “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım!” diyen Arşimet’e uyuyor ve matematiğin dayanak noktasına sevgiyi koyuyoruz. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor! Öğrenciler trigonometri öğrenirken aslında yeni bir alfabe öğrendiklerini, piramitlerdeki gizemin ancak trigonometriyle çözülebileceğini fark ediyorlar. Örümceklerin parabol hesapları yaparak muazzam ağlar ördüklerini öğrendiklerinde iştahla parabol çalışmaya başlıyorlar. Zürafaların su içerken bir ikizkenar üçgene dönüştüklerini söylersek, ikizkenar üçgen ve özellikleri çok daha anlamlı bir hale geliyor onlar için…
Kısacası, matematik bizim için dünyanın en güzel oyunu, üstelik bedava!
KARBONUN 60 ATOMLU TOPUYLA FUTBOL OYNAMAK
Okulumuzda eğitim öğretim uygulamalarını, öğrencilerimizin öğrenme dillerinin farklılığına dikkat ederek, yapılandırmacı bir yaklaşımla ve günlük yaşamla ilişki içinde ele alıyoruz. Böylelikle bilginin kalıcı hale gelmesini, gerektiği koşulda geri çağrılıp kullanılmasını mümkün kılıyoruz.
Örneğin, fizik dersinin yemeğini tatlandırmak için bir tutam STEM, bir miktar soru-cevap tekniği, bir kaşık işbirlikli öğrenme ve 100 gr 5E öğrenme modelini alıyor, tümü eriyinceye kadar kısık ateşte kaynatıyoruz. Yemeğin en etkili tadı ilave ettiğimiz harçtadır ki harcımız öğrencilerimize olan sevgimiz ve güvenimizdir.
Öğrencileri derse odaklamanın en kolay yolu derse karşı ilgi uyandırmak için ortaya bir soru atmaktır. Örneğin kimya dersinde “Sabunun hammaddesi nedir, nasıl yapılır?” diye sorarız. Soyut bilgileri sembollerden ve ezber alanından çıkarır, günlük yaşamla ilişkilendirerek somutlaştırır ve kalıcı kılarız: “Sıcak su soğuk sudan daha çabuk donar, suyu iyi emen sodyum poliakrilat bebek bezi ve yapay kar yapımında kullanılır, futbol topu karbonun 60 atomlu formuyla aynı biçime sahiptir ve Bruno dünyayı bilmek için inanç ve geleneklere değil, akıl ve deneye başvurulması gerektiğini savunduğu için Engizisyon tarafından Roma’da yakılmıştır!”…
SOYUTU VE EZBERİ ÖZGÜN UYGULAMALARLA AŞMAK
Öğrenciler Türk Dili ve Edebiyatı dersini soyut ve ezbere dayalı gördüklerinden öğrenmenin zor olduğunu söylerler. Tek çözüm yolu, sorunu aşmak için derse aktif katılımı sağlamamız, ders içi özgün etkinlikler üretmemizdir. İşte istasyon tekniğinden vızıltı kümelerine farklı öğrenme teknikleri böyle ortaya çıkıyor. Derse ilgiyi böyle güçlendiriyor ve yol alıyoruz.
İngilizcede MUN (Model United Nations) ve yurt dışı yaz okulu çalışmalarımızla ikinci dil öğrenimini dersin 40 dakikalık zamanının dışına taşıyarak, felsefede eleştirel ve analitik düşünme etkinlikleri kurgulayarak; coğrafyada insana, havaya, denize, dünyaya boş boş bakmayarak; Atatürk’ün dediği gibi “Bir milletin ne yapabileceğini göstermek için tarihi en güvenilir rehber” kılarak derslerimizi bir bilim ve kültür şenliğine çeviriyoruz.